Burada bahsedeceğim konu, Julia Roberts1’ın başrol oyuncusu olduğu 2003 yılı yapımı “Mona Lisa Gülüşü2” isimli filmin bir sahnesi. “Sanat nedir?”...
Devamını Oku >
İnsanoğlu, yeni yaşam şekline ayak uydurmaya çalışırken, ruhunu doyuran pek çok şeyden uzak kaldı. Teknolojinin gerekliliği ile sanal ortamlarda bir nebze kendini oyalamayı öğrendi. Ama ruhunun ilacını bulma yolunda kafası karıştı. Sadece oyalandı, sadece zaman doldurmayı öğrendi. Uzun zamandır dört duvarı ve aynada gerçek kimliğini gördü. Üzüldü, sevindi, endişelendi…Aslında sadece ruhu acıkmıştı. Bu bir açlık telaşıydı. Görünenin ötesini görmesi, paylaşması gerekliydi. İçinde taşıdığı bazı hisleri, bazı görüşleri, kelimelerin kalabalıklaştığı yerde renklerle gözler önüne sermeliydi. Bu ritimdi, tutkuydu, bir iletişim aracıydı. Ruhunun “Nefes” almasıydı.
Burada bahsedeceğim konu, Julia Roberts1’ın başrol oyuncusu olduğu 2003 yılı yapımı “Mona Lisa Gülüşü2” isimli filmin bir sahnesi. “Sanat nedir?”...
Devamını Oku >Sevgili Julia araladığı kapıdan içeri girmiştir artık… Güzel bir kadının siyah beyaz portre fotoğrafını gösterir. “Bu annem. Bu sanat mı?”...
Devamını Oku >Bugün, 2014 yapımı “Big Eyes” filmini anımsıyorum. Margaret Keane1’nin ilginç hayat hikayesini konu ediniyor. Resimleri çok da ilgi çekmiyor sanatçının....
Devamını Oku >